16 Aralık 2020 Çarşamba

Rüzgâr Başımızı Okşayacak



Dört duvar arasında

Avuçlarımızdan ılık ılık sular akar

Doğrulur çocuklar

Anlatamam

Anlamazsınız

Yanmanız gerek


Kırk evin kedisi aşk

İnsan hali

Çalmadık kapı bırakmaz


Çiçek Dağı'nın kesimsiz ormanları

Kuytusunda bir kızıl tilki uyumaz

Zeytin  kütüklerini yara yara

Sürünerek

O yardan bir daha geçeriz


Od yok ocak yok

Merhamet iyiliksever

Sevgi kumru gibi 

Gönlünce uçurtmadınız


Bütün soruların yanıtı sizde:

En son ne zaman okşandı başınız

Çıplak aynanın karşısında durdunuz

Sevişirken çığlıklarınızı boğmadınız

Baykuşları uyutmadınız


 

"Ellerin mi çiçek, çiçek mi ellerin?"

 Dediniz

Hüzün biziz

İpek si göbek bağımız

Seyreyle göğü seyreyle yeşilli

 G'özüm

 Yalnızlığın ritmiyle hep dans ettiniz

 

Iraktan gelenler, ırağa gider

Ne gam

Ne saye

Elimi bıraktınız


Yağmur duasına çıkmış 

Yağmurlu kadınlardık

Yandık gittik dalında sürgünken

Bir görmediniz


 "Sonradan gelen devlet devlet değildir."

 


Nil Alaz






14 Mayıs 2014 Çarşamba

Sonsuzluk: Soma’da Katledilen TANE’lere AĞIT

Sonsuzluk: Soma’da Katledilen TANE’lere AĞIT: Yüzlerce   metre derinlikte, kapkara kömürün içinde, koyu karanlığın dibinde ulaştı karbonmonoksit zehri sana… Kapkara, kilometrelerc...

6 Şubat 2014 Perşembe

CIZ!






CIZ! 

Memleketi dört bir yandan inceden sarmış
Bendeki bu benzersiz hüzün sende de var
Vücudumuzun mor çiçekleri halen dalında
Ruhumuzun yaralarına eskiden beri alışıksın

Yokuşa doğru çıplak ayak kim yarıştırır ki
Ezbere sayabilirim kalbimin “cız” edenlerini
Yağmurun altında hayat kor şair
Şiir uçucu bir maviliktedir..


Nil Alaz  Hayko Cepkin - Ey Hayat

25 Kasım 2010 Perşembe

UZUN UZUNDU DERDİM DERMANIM BENİM

UZUN UZUNDU DERDİM DERMANIM BENİM


İzmit’te eski tren yolunda
Bankalar Caddesinde
Elim kolum bağlı
Çaresizdim
Akşamüzeri
Akşamüzeri
Kırk çeşit ışık yanıyordu
Kırk çeşit insan seli
Aldatıyordu beni
Darmaduman kalabalık
Kargaların bedi sesleri ürpertili
Bir köşede öylece durdum
Durdum da
Güvercinlerin aşk’a kanat çırpışlarını seyre daldım



Kasım ayı sonu Doğu ve Batı çınarları nasıl da çıplak
Ağaçlar da üşür… Hicazda kalsa da sızılar
Uçuşan kuru yaprakların ardından koşan
Çocukları da güzelce gördüm…



Bir garip serçeydim
Koşturuyorduk
Kadın /adam
Yeni yetme, olgun
Dalından koptu kopar
Siyahî mor üzümler
Koygundu
Kanamaktaydı yaralar
Kanamaktaydı yaram
Ah yine boynum tutuktu
Ne aşağıya ne yukarıya
Dönmüyordu sağa sola
“Ay ışığında.. Ay ışığında “
Ah ninem
Aman bi çıkar bir yol ..
Yolcuyuz yolcu öylesi AĞYAR
Yolcuydum bir cepheden cepheye
Yolcuydu katmanbulutlar
Yolcuydu mühimmat yağmuru
Yolculardan ıslanmayan kalmamış
Hancıydı bir sürü kâğıt parçası
Sıralı dağlar gibi bankaların camları yeşil
UZUN UZUNDU KUYRUKLAR
Ömrübillâh borçlunun nevri sarı
Asgari tutar ödenmekle bitmez
Asgari tutar ödenmekle bitmez



Bir garip serçeyim
Serkeş yürekli
İlle velâkin
Saçak altında
Akşamüzeri
Akşamüzeri

Bir yabancı bank'ta ve bank'a da...
..
Eğilir mi o baş diyordu
Eğilir mi o baş diyordu
Bıyıkları ağarmış bir genç


Denizlerin adları AKDENİZ olan
Eğilir mi hiç o baş


Sevdiğim ..
Uzun uzundu derdim derdim
Dermanım gün ola harman ola
Elbet bir gün bir kapı tokmağı
Bir aydınlık sokağa açılır



Bizim üçün
Şu dünyada
Bi sağlık
Bi huzur isterim
Cebimde kuruş olsun
Malum paşam
Malum paşam



Nil Alaz

13 Kasım 2010 Cumartesi

PÜF



PÜF


HAYAT BU: Küçük kumrum / İLKİN YAĞMURLARI ÖPMELİ / İliklerine kadar ıslanmalısın..

HAYAT BU: Öğretici
Yürümeli / Yürümeli

HAYAT BU: Kuru sözler / Kuru çayırlar /Kuru duvarlar / Kuru üzümler / Armut kurusu / Kurt yeniği düşmüş zaaflar

HAYAT BU: Kıran kırana / Mukavemet koşusu / Yarık ve çatlaklar içerisinde / Gece kanını emer / İnsanlara saldıran / Tahtakuruları ile yaşamak zordur..

HAYAT BU: Fındıkkıran / FİLİZ kıran

HAYAT BU: Bir karabasan / Bir karasaban

HAYAT BU: Sen incisin / Ben zümrüt / O’nlar nar tanesi / Kıratını ölçmek gerek

HAYAT BU: Kıtalar arası / Perde aralığı / Bi maskara / Ama / Açık hava müzesi

HAYAT BU: Dövülmüş / De git / Yalıtkan maden yünü

HAYAT BU: İp merdiven

HAYAT BU: Islahhane

HAYAT BU: Okyanus çukuru / Okyanus mavisi / Okyanusya

HAYAT BU: Tamburacı / Tamburacı / Tambur majör

HAYAT BU: Okus pokus / Oldu olacak / Saydam resim
( Sağır kapı / Sağır pencere ) Sağ kolum / Sağistemim


HAYAT BU: Küçük kumrum / Yağmurları öpmeli / Ve çamurları kimseye sıçratmadan uçmalısın ..


Devam edecek…

Nil Alaz

23 Ekim 2010 Cumartesi

Tundramda Yeşil Çalı

"Her şey insan için. Kim ki neyi saklar, biriktirir, bir insanın eksiğini kurar saklayan insan. Birinin fazlası birinin eksiğidir.


Ah be UMUT
Elin koynunda, elin darda ama
"kolay kolay ölmezsin"demiştim sana
Boşver espaslarda arama insan


Ah ne DENİZ
Muhterim dalgalar
Yağmur ve gözyaşı
Birinci (ikinci) elden
Kalbimiz kırık


Ah be GÖNÜL
Mazi öğretmenim
daha neler neler göreceğiz
Tundramda cılız sarı çalı
Hayat ekseri kelleri tıraş eder
Başçıklar dallarda yandı


Ah ne GENİŞ ZAMAN
Erkeği kadını gerdan kırmakta
Bıyıklı bıyıksız balıklar
Barbunya, tekir, palamut sürüsü
..İşte, falan feşmekân..


Ah be DAR ZAMAN
Önümüzde yılandili çatallı yol
Çıplak ayaklı kırmızı çamurlarda oynar
Toprak anamın ak sütüne hasret
Hayalimde kaldı beşuş çocuklar



Ey MEYDANSAZI dünya



MAVİ - tozlu -kasketine çiçek ekeyim



Nil Alaz

21 Ekim 2010 Perşembe

DERMEYAN







DERMEYAN

Ne âlâ ne denli muhafazalı köysün
Dermeyan gönül
Kızıl ötesisin kızıl

Kime sorsam günü gününe
Geleni geçeni fena dağlarsın
Kın kanatlı aksak ayaklı
Tınmaz melaike
- Dost -

“Mahkeme kadıya mülk değil”


Nil Alaz