Dört duvar arasında
Avuçlarımızdan ılık ılık sular akar
Doğrulur çocuklar
Anlatamam
Anlamazsınız
Yanmanız gerek
Kırk evin kedisi aşk
İnsan hali
Çalmadık kapı bırakmaz
Çiçek Dağı'nın kesimsiz ormanları
Kuytusunda bir kızıl tilki uyumaz
Zeytin kütüklerini yara yara
Sürünerek
O yardan bir daha geçeriz
Od yok ocak yok
Merhamet iyiliksever
Sevgi kumru gibi
Gönlünce uçurtmadınız
Bütün soruların yanıtı sizde:
En son ne zaman okşandı başınız
Çıplak aynanın karşısında durdunuz
Sevişirken çığlıklarınızı boğmadınız
Baykuşları uyutmadınız
"Ellerin mi çiçek, çiçek mi ellerin?"
Dediniz
Hüzün biziz
İpek si göbek bağımız
Seyreyle göğü seyreyle yeşilli
G'özüm
Yalnızlığın ritmiyle hep dans ettiniz
Iraktan gelenler, ırağa gider
Ne gam
Ne saye
Elimi bıraktınız
Yağmur duasına çıkmış
Yağmurlu kadınlardık
Yandık gittik dalında sürgünken
Bir görmediniz
"Sonradan gelen devlet devlet değildir."
Nil Alaz