“Hür kuşlar, kafesteki kuşların feryadına….Gelirler...
vara yoğa sitemkar hep ben ben biz haklıydık!
en iyi tanıdığım arkadaşım dostum en kabadayı yalnızlık
eritemedik şu yüce dağların karını, yaz günü gönlümüzde üşür
su akar uyutmazdı uyumazdık telli turnaların yakarısı da içli
dünya değişiyor çimenleri sökerler “ son kuşlar”da uçar
başka yerde aramayın beni kapınızda yoksulum
incecik hastalığım küsmeği marifet bilmeyin külünüze muhtacım
“ … hep kaçanı kovalayan huyumla, yazın peşindeyimdir…”
erisin gayri şu dağların karı ah garam garam ıtır ıtır
mutluluk hassas dalım tez elden kesişsin yollar
dövüşe dövüşe ilerlemeli ve terli terli öpüşmeli
dağlar dağlar dağların karı eridiğinde belki,
mezar taşımıza yazarlar;
- sadece sevdiler yaşadılar ve öldüler-
nil alaz