25 Kasım 2010 Perşembe

UZUN UZUNDU DERDİM DERMANIM BENİM

UZUN UZUNDU DERDİM DERMANIM BENİM


İzmit’te eski tren yolunda
Bankalar Caddesinde
Elim kolum bağlı
Çaresizdim
Akşamüzeri
Akşamüzeri
Kırk çeşit ışık yanıyordu
Kırk çeşit insan seli
Aldatıyordu beni
Darmaduman kalabalık
Kargaların bedi sesleri ürpertili
Bir köşede öylece durdum
Durdum da
Güvercinlerin aşk’a kanat çırpışlarını seyre daldım



Kasım ayı sonu Doğu ve Batı çınarları nasıl da çıplak
Ağaçlar da üşür… Hicazda kalsa da sızılar
Uçuşan kuru yaprakların ardından koşan
Çocukları da güzelce gördüm…



Bir garip serçeydim
Koşturuyorduk
Kadın /adam
Yeni yetme, olgun
Dalından koptu kopar
Siyahî mor üzümler
Koygundu
Kanamaktaydı yaralar
Kanamaktaydı yaram
Ah yine boynum tutuktu
Ne aşağıya ne yukarıya
Dönmüyordu sağa sola
“Ay ışığında.. Ay ışığında “
Ah ninem
Aman bi çıkar bir yol ..
Yolcuyuz yolcu öylesi AĞYAR
Yolcuydum bir cepheden cepheye
Yolcuydu katmanbulutlar
Yolcuydu mühimmat yağmuru
Yolculardan ıslanmayan kalmamış
Hancıydı bir sürü kâğıt parçası
Sıralı dağlar gibi bankaların camları yeşil
UZUN UZUNDU KUYRUKLAR
Ömrübillâh borçlunun nevri sarı
Asgari tutar ödenmekle bitmez
Asgari tutar ödenmekle bitmez



Bir garip serçeyim
Serkeş yürekli
İlle velâkin
Saçak altında
Akşamüzeri
Akşamüzeri

Bir yabancı bank'ta ve bank'a da...
..
Eğilir mi o baş diyordu
Eğilir mi o baş diyordu
Bıyıkları ağarmış bir genç


Denizlerin adları AKDENİZ olan
Eğilir mi hiç o baş


Sevdiğim ..
Uzun uzundu derdim derdim
Dermanım gün ola harman ola
Elbet bir gün bir kapı tokmağı
Bir aydınlık sokağa açılır



Bizim üçün
Şu dünyada
Bi sağlık
Bi huzur isterim
Cebimde kuruş olsun
Malum paşam
Malum paşam



Nil Alaz